A AHENK: Uyum ALA: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş ALEYNA: Bizim üzerimize olsun ALIM: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı ASYA: Dünyanın en büyük kıtası AŞKIN: Aşmış, ileri AYKAL: Ay gibi parlak ve ışıklı kal AYŞIL: Ay ışığı ALYA: “Şeref”, “sema”, “dağ tepesi” ve “yüksek yer” AZRA: Bakire, el degmemis ALARA: Al + ara. Al=Kirmizi, ara=bezeyen, süsleyen, Kirmizi süs anlaminda bir tamlama, Antalya’da bir nehir. B BADE: Aşk, kutsal sevgi BERFU: Kar tanesi BELEN: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol BELİZ: İşaret, iz; alamet BENAN: Parmak, parmak ucu manasındadır. Parmakla gösterilen ünlü, tanınmış anlamını taşır. BENGİSU: Ölümsüzlük suyu BENNUR: Işık saçan. BESTE: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü BİGE: Evlenmemiş,çocuk doğurmamış olan. Sultan. BİKE: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın BUSE: Öpücük BÜGE: Bent,su benti. BÜŞRA: Müjde, sevinçli haber C CEMRE: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi CENNET: Çok güzel yer. İyilik yapanların,günahsızların öldükten sonra mutluluğa kavuşacaklarına inanılan yer. Ç ÇİSİL: İnce ince yağan yağmur ÇİLEN: Hafif yağan yağmur,çisenti. ÇAĞ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi D DEMRE: Noel Baba’nın doğduğu sanılan tarihi yer DEREN: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren DERİN: Sığ olmayan DESTE: Bağlam,demet. DİDE: Göz, göz bebeği DİLA: Gönlümü çalan. DİLAN: Gönüllerce olan,yürekler dolusu. DİLAY: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel DORA: Doruk, zirve DOĞU: Güneşin doğduğu ana yön DOLUNAY: Ayın tam yuvarlak olduğu an E ECMEL: Çok güzel ECRİN: Arapça kökenli kız ismidir. Allah ın hediyesi, ücret anlamlarına gelir. Ecir kökünden gelmişti. Ecir herhangi bir amel karşılığında verilen karşılık, sevap anlamlarını taşır gelir. EGE: Türkiye’nin batısında yer alan deniz ELİZ: El izi. EREM: Cennet ERÇİL: Doğru,inanılır,güvenilir kişi. EYLÜL: Sonbaharda bir ay adı ESİM: Rüzgar gibi olan. F FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı saçması. FEZA: Boşluk, sinirsizlik; Uzay FİDAN: Yeni yetişen ağaç FERİ: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan. G GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan GÜNEŞ: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi GÜNEY: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön GÜZ: Sonbahar H HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü HAYAT: Ömür, yaşam HAZAL: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği HAZAN: Sonbahar I ITIR: Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık ILGIM: Serap İ İCLAL: Ağırlama,ikram. Büyüklük,ululuk. İLAYDA: Su perisi İLGİN: Yabancı,gurbette yaşayan. İLKİN: İlk çocuklar için kullanılan adlardan. Önce,öncelikle. İREN: Özgür, serbest İRİS: Mitolojide Tanrıların elçisi İZGİ: Güzel, adaletli, zeki J JANSET : Güneşin Doğuşu (Çerkez ismi) K KAMELYA: Pembe,kırmızı,beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi. KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası KUZEY: Bir yön KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme L LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan M MAYIS: Bir bahar ayı MISRA: Manzumenin satırlarından her biri,dizeler MINEL: Cennetteki inci tanesi MİNA: Liman, iskele. Gökyüzü.Mekke yakınlarında şeytan taşlama alanının olduğu dağ MELİS: Bal arisi, bal gibi baldan tatli, sevgili MELISA: Baklagillerden, yapraklari liomu andiran kokulu bir bitki MEYRA: Parıldayan ışık MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan N NEHİR: Akarsu, ırmak NİGAR: Resim kadar güzel sevgili; Nakış; Resim NİRAN: Nurlar,aydınlıklar,ışıklar. Ateşler. Cehennem. NİSA: Kadın,kadınlar. NİSAN: Gelin çiçeği; İlkbaharın ilk ayı Ö ÖDÜL: Armağan ÖZÜN: Şiir. Hak edilmiş ün. P PERİ: Cisimleri çok latif ve görünmez olan hoş yaratık; Güzel insan, güzel kimse R RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş ROSA: Gül rengi,pembe kırmızı arası bir renk. RÜYA: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut S SÜSEN: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı SİTARE: Yıldız SİMA: Yüz, çehre SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği SEREN: Gemi direği SABA: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. Türk müziğinde bir makam SAHRA: Kır,ova,çöl SARA: Halis, saf, katkısız SENA: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adi SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç SİMAY: Gümüşten ay, gümüş gibi parlak ay SELİN: Gür akan su. 2. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bitki T TARA : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad TÜRKÜ : Yankı, ses U UMAY : Devlet kuşu V VERDA : Gül. Y YAĞMUR : Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları. YAREN : Dost, arkadaş YELDA : 1.Uzun. 2.Yılın en uzun gecesi YUDUM : Bir içimlik sıvı Z ZEREN : Anlayışlı, kavrayışlı. ZÜMRA : Akıllı, çabuk kavrayan kadın. NADİR İSİMLER A AKSEV:Aydınlığı sev,ışık saç AKŞIN: Beyaz tenli kadın ALEDA: Nazlı, kaprisli ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli AYSAR: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse AMİNE:Yüreğinde korku olmayan. B BEHİN: İyinin iyisi BELGİ: İşaret BELUR: Billur,billurdan olan. BERİA: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili BİNAY: Öylesine güzel ki bin ay eder. BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz C CANEDA: İçten, sevimli kişi CEVZA: İkizler burcunun eski adı D DEVİN: Hareket, kımıldanış DESEN: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri DİDAR: Güzel yüz. Görme. DİLDE: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse E EFİL: Rüzgar,dalgalanma. EFSUN: Büyü, sihir ERDA: Beyaz karınca. ERNA: İşveli,cilveli,şen şakrak sevgili. EVA: Havva. Yaratılan ilk kadın. ESLEM: 1. Kendini Allah yoluna adamis, seçilmis dogru yola götüren, 2. Cennette kalan son nur tanesi, 3. Müslüman kadin ELVIN: Cennet çicegi, Gökkusaginin her bir tayfina verilen isim, Sicak – Sadakat, sonsuz arkadaslik F FERZİN: Kraliçe FERİS: Şık,zarif. G GAZEL: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume GECE: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre GÖZEN: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar GÜZAY: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay H HENNA: Kına ağacı. HESNA: Güzel,hanımefendi kadın. HERA: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça HEVİN: Aşk, sevda HİLDE: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek I IĞIL: Çok yavaş akan su İ İYEM: Güzellik,iyilik. İLMA: Parlatma. Belirleme,işaret etme. İLSU: Ülkenin suyu,bereketi. İMER: Zengin,varlıklı. İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek İZEM: Büyüklük, ululuk J JEYAN: Kızan, kükreyen K KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf L LEMA: Parıltı,parlayış. LEMİS: Dokunma,elleme. LEYAN: Parlayan,parlayıcı. Konfor. Lüks hayat. LİNET: Sürgün LİLA: Açık eflatun M MEHİR: Ay parçası MARAL: Dişi geyik MERZE: Mercan P PAMİRA: Orta Asya’da bir yayla PARLA: Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın R RİMA: Dişi ceylan yavrusu RUHAN: Güzel kokulu S SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk SAYE: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma SELİS: Akıcı söz SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik SEYYAL: Akıcı, akışkan SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen Ş ŞEVVAL: Arap takviminin onuncu ayı T TALİA : Güzel, şirin TAMAY : Dolunay, ayın on dördüncü TUANA: Cennet bahçesine düşen ilk yağmur damlası V VİRA : Durmadan, aralıksız, sürekli. Z ZEHRE : Çiçek. ZİŞAN : Şanlı, şerefli – Bir tür lale ZEYNEP: Değerli taşlar, mücevherler. Değerli olan her şey Zeynep Arapça kökenli bir kadın ismi. ZUHAL : Satürn gezegeninin adı.